Bir diş hekiminden Sağlık Bakanı’na açık mektup
Sayın Bakanım,
Aslında bu yazıyı doğrudan şahsınıza iletmek istemiştim. Ama maalesef 500 karakterle sınırlı mesaj kutusu değil meseleyi anlatmaya şöyle bir özet geçmeye bile yetmiyordu. Bilemiyorum belki bu yolla size ulaşmam mümkün olur, Şayet bir şekilde elinize geçerse lütfen sabır göstererek sonuna kadar okuyunuz. Bilmenizi isterim ki maksadım ne şahsınızı incitmek ne de sağlığa verdiğiniz bunca emeği horlamaktır. Lakin, ağız ve diş sağlığı sunumunda her gün yaşadıklarım sırtıma bir vebal yüklemektedir, ve ben hesap günü söylediklerimiz kadar söylemediklerimizdende hesaba çekileceğimize inananlardanım.
Öncelikle hakkını vermeliyiz ki ADSM binaları oldukça ferah ,çoğu yeni bina. Yerler çoğunda granit ya da kaliteli fayans. Binaların hepsinde otomasyon uygulanıyor. Kapılarda ki ekranlardan insanlar isimlerini takip edebiliyor.Geniş koridorlarda deri yüzlü oturaklar mevcut. Yazın klimalar kışınsa ısıtma sistemleri oldukça tatminkar.Hemen her hekimin odası var.İstediğiniz hekime gidebiliyorsunuz.Hepsinde hafta sonu , bayram ve gece 24 e kadar nöbetçi diş hekimi var.Hatta bir çoğu 24 saat esasına göre çalışıyor. Hasta hakları birimi binanın en görülür yerine konuşlandırılmış. Bir çok tabela ile de göremeyenler için işaret edilmiş.Zaten duvarlarda hasta haklarının yazılı olduğu birçok pano asılı duruyor. Hemen girişte barkot alırken gözünüze sabim ve bimer in telefon numaraları çarpıyor. Koridorlarda Hizmetli sayısının çokluğu dikkat çekiyor. Yerler sürekli temizlenip paspas ediliyor.Etraf mis gibi tertemiz.İçinizden evet diyorsunuz işte sağlıkta devrim. Ben burada gönül rahatlığı ile tedavi olabilirim. Üstelik protez deki küçük katkı paylarını saymasak her şey bedava.Ve bir kez daha dua ediyorsunuz Allah milletimize ve devletimize zeval vermesin diye.Sebep olanlardan Allah razı olsun deyip barkotunuzu alıyor ve üzerinde ismi yazılı olan hekimin kapısına yöneliyorsunuz&hellip..Tam burada bir durmak istiyorum.Peki böylesine kaliteli bir imaj çizen bu ADSMlerden aldığınız hizmetin kalitesi nasıl acaba.
Ne yazıkki ADSM lerde çekilen dişlerin en az %90 ı kanal tedavisi ile kurtarılabilecek dişler.Zaten az uğraştıracak gibiyse çekim bile yapılmıyor. Hemen bir recete tutuşturuluyor hastanın eline .Senin diş apseli deniyor.Ne hikmetse hasta 4 kutu antibiyotiği bitirdiği halde bir türlü geçmiyor şu apsede.Yapılan kanal tedavilerinin ise en az % 50 si kural dışı yapılmış eksik yada taşkın kanal tedavilerden ibaret…Yine yapılan 2 yada 3 yüzlü dolguların en az %50 s i ara yüze taşmış yada altında çürük bırakılmış durumda. Bu dolgular daha ilk yılını doldurmadan düşmekte yada ağrı başladığından hastalar dişlerini cektirmekte. Kanal tedavisi ve dolgulardaki bu iddaalarımın doğruluğu rastgele röntgen taramaları yapılarak pekala anlaşılabilir.. Hareketli protezlerin bir çoğu hiç kullanılmadan çöpe gitmekte.Yine yapılan seramik restorasyonların çoğu hem estetik açıdan hemde diş ve çevre dokusu sağlığı açısından sorunlu durumda. Diş taşı temizliği ise 1-2 dakikada yapılan daha doğrusu yapılıyormuş gibi yapılan bir işlem halini almış .Çocuklarda ki koruyucu hekimlik uygulamalarının temelini oluşturan flor uygulaması ise çocuğun ağzına jelin pamukla şöyle bir değdirilmesinden ibaret&hellip&hellip.Fissür örtücü uygulamalarının çoğu bir sonra ki günü görmeden diş yüzeyinden uzaklaşıyor&hellip
Ve insan kendine sormadan edemiyor. Böylesine mükemmel bir binada nasıl oluyorda bu kadar kötü hizmet veriliyor. İşte burada da şuur altı devreye giriyor. Zaten diyor insan, zaten bu doktorların hepsi hain, tek dertleri para.Devletim bana bunca imkan vermişken bunlar beni maf ediyorlar, bak bilmem kaçıncı kez geliyorum buraya bi protezi bitiremediler, her gelişimde saatlerce beklememde cabası , hepsini keseceksin bunların. Zaten kapıdan girerken yüzüme de bakmadı bi güler yüz bile göstermedi. Devlet bunlara boşu boşuna 9- 10 bin lira para veriyor diyor insanlar.Gözü kesen patlatıveriyor bir tane hekime.Gözü kesmeyen masa arkasından hakaretle yetiniyor&hellip
Tüm bunları okuduktan sonra şu soruyu sormanın zamanı geldi sanırm,Ağız dis sağlığı hizmetlerine bunca kaynak aktarılmasına rağmen ortaya cıkan bu kalitesizliğin tüm sorumluluğu gerçekten hekimlerin mi? Yoksa kurgulanmış mevcut sistemden daha verimli bir şey beklemek zaten hayal mi &hellip Aslında fevkalade bir sistem kurulmuşken hekimler sırf ideolojik sebepler ve dinmek bilmeyen para hırslarıyla sistemi sabotemi ediyorlar&hellip..
Sayın Bakanım
Bana kalırsa ADSM lerde ki bu kalitesizliğin 5temel nedeni var.
1- Sorunlu ağız diş sağlığı politikası.
2-sorunlu performans uygulaması.
3-Sorunlu ihale uygulamarı
4- Sorunlu idareci seçimleri.
5- Sorunlu hekimler.
1-SORUNLU AĞIZ DİŞ SAĞLIĞI POLİTİKASI
Ne yazık ki mevcut ağız diş sağlığı politikamız Halk ne istiyorsa onu verelim olsun bitsin anlayışından ibaret.Evet siyaset ve siyasetçi nihayetinde halka hizmet için vardır.Hiç bir politika yapıcı halkın taleplerine duyarsız davranarak uzun süre orada kalamaz .Bu bir realite. Ancak vaad ettiğiniz hizmet kaynaklarınızı aşmaya başladığında önünüze 2 yol çıkar, birincisi sınırlı kaynaklarınızı önleyici tedavilere ayırır ve maximum kalite ile bu işleri yapmaya çalışırsınız.Tedavi çeşitliliğiniz azdır ama tedaviler tam ve kaliteli bir şekilde yapıldığında uzun dönemde ileri protetik tedavi ihtiyaçları düşeceğinden hem maliyet düşer hem halkın ağız sağlığı kalitesi yükselir.Ancak tedavi çeşitliliğinizin az olması bazı tedavilerin yapılmıyor oluşu memnuniyetsizlik riski taşır.ikinci olarak sınırlı kaynakla her şeyi yapabileceğiniz iddaası ile- ki bu gün yapılan tam olarak budur- yola çıkarsınız.Halka her şeyi yapmayı vaat edersiniz.Siz klasik protezden hassas bağlantılısına, seramik krondan zirkona,hatta implanta kadar her şeyi sudan ucuz yaptığınızı söylersiniz.Ve halk desteğide müthiştir.Ne de olsa her şey bedavadan biraz pahalıdır.İnsanlar akın akın hastanelerinize gelir.Belediyeler 10 dk ya bir özel otobüs seferler koymuştur artık.İnsanlar yıllardır aşırı pahalı olduğu için alamadıkları hizmeti bedava alabilmenin doyulmaz hazzını yaşamaktadır.Lakin bu talep patlaması inanılmaz bir kaynak gereksiniminide beraberinde getirir.Önce kaynak artırımı ile olayı çözmeye çalışırsınız ama nafiledir.Bu sefer ucuz malzeme arayışına girersiniz. Her şeyin en ucuzu nerde ise siz onu bulup getirirsiniz artık. Sırf ihaleye sunulmak üzere Piyasada bir sürü ne idüğü belirsiz marka türer. Ama olsundur ne de olsa hepsinin kağıt üzerinde şartname kuralına uygunluk belgesi vardır ya yeterlidir aslında yetmese de&hellip.Peki kalite ne durumdadır derseniz, çokta önemli değildir. O malzeme ağza girdikten sonra bütün sorumluluk hekimin sırtına yüklenmiştir zaten
2-SORUNLU PERFORMANS UYGULAMALARI
Mevcut durumuyla performans uygulaması kaliteyi değil işlem sayısını esas almaktadır.Bu durum hekimleri kaliteli iş yapmak yerine puanı cok ve basit işler yapmaya itmekte hatta bazı hekimler tarafından yapılmayan işlemlerde girilerek açıkça suistimal edilmektedir.Mevcut performans sistemi çan eğrisi sistemi uygululamaktadır. Sistem, hekimlerin yarısını bu çan eğrisinin altında tutarak daha fazla çalıştırmayı ve daha az ödeme yapmayı hedeflemektedir.Birinci ayda bu çan eğrisinin altında kalan hekim ikinci ay kendini bu eğrinin üzerine atabilmek adına daha çok işlem yapmaya çalışmakta olmazsa puanlarını şişirme yoluna gitmektedir.Bu hal her ay ortalamanın yükselmesine neden olmaktadır .Şöyle ki sistem ilk uygulamaya konduğunda 24-25 binde tavan alınırken bu gün tavan alabilmek için 45 hatta bazen 50 bin puan yapmak gerekmektedir.Sistem kurgulayıcıları şunu diyebilir iyiya bizde bunu hedefledik hekimler maximum performans göstersin çok hasta baksın çok işlem yapsın.İyi yapsında her şeyin bi optimal koşulu vardır.Bu aşırı zorlamalar sonucu bir saatte 10 un üzerinde dolgu ve kanal yapan 1-2 dakikada detertraj yapan hekimler türemiştir.Acaba sistemi kurgulayan kişiler bu işlerin sayısı kadar kalitesini de sorguluyorlar mıdır?Acaba bu sistem sayesinde girişimsel işlem sayısını şu kadar kat arttırdık diyenler, Mevcut sistem içersinde yapılan dolguların kanalların protezlerin kaç yıl ağızda kaldığıyla ilgili bir araştırma yapmışlar mıdır?Mesela yapılan kanal tedavilerinin radyograflarını alıp şöyle bir baksalar yüzde kaçına gönül rahatlığı ile olmuş diyeceklerdir.Ya da 2-3 yüzlü dolguların yüzde kaçı diş eti uyumu gerçekten başarılıdır.Yoksa tüm bunlar karşısında kafalarını kuma gömüp hastane personeli marifeti ile doldurulan hasta memnuniyet anketleri ile mi avunmaktadırlar ve sayın bakanı bu uydurma anketlerle yanıltmaktadırlar.
3-SORUNLU İHALE UYGULAMALARI:
Öyle zannediyorum ki ihaleden maksat kaliteli malzemenin daha ucuza alınmasıdır.Lakin mevcut ihale yasası ile durum en ucuz malzemenin alınması halini almıştır.Mevcut durumda kaliteli bir malzemenin alınması neredeyse imkansızdır.Özellikle sarf malzemesinin durumu içler acısı bir haldededir. İhaleye sunulan evrakların coğu hiçbir denetimden geçmemiş ve tamamen ürün üzerinde yazılan bilgilerin peşinen doğru olduğu kabul edilerek hazırlanmıştır.Hiçbir bilimsel kurul bu malzemenin gerçekten üzerinde yazan özelliklere sahip olup olmadığını incelememiştir.Hal böyle olunca da daha hastaneden çıkmadan düşen dolgular normal bir yemekte ortadan ikiye ayrılan protezler, yumuşacık bir lokmayla metalinden atan seramik kaplamalar ortaya çıkmakta ve hekiminde hastaneninde imajı beş paralık olmaktadır.
4-SORUNLU İDARECİ SECİMLERİ
Aslında mevcut durumun bu kadar kötü olmasına rağmen bu kadar uzun soluklu olmasındaki en önemli etken mevcut idareci seçimleri olmuştur.sağlık bakanlığı sağlıkda dönüşümü hızlandırabilmek adına hastane yönetici kadrolarının gelirlerini arttırarak yönetici kadrolarının koltuğunu cazip hale getirdi.Böylece o koltukta oturan kişi mevcut gelirden vazgeçemeyeceği için her koşulda yukardan gelen emirleri en hızlı ve en sert şekilde uygulayacaktı.Böylece hekimlerin direncide daha kolay kırılacaktı.Nihayetinde kırıldı da.Lakin bir şey daha oldu.hastane yönetimleri o koltukta daha uzun süre kalabilmek adına periferdeki bütün sorunları halının altına süpürerek yukarıya hep güzel raporlar sundular.Durum öyle bir hal aldıki, arada sorun var demeye cesaret edene bak şu kadar yerde sorun yok da bir sende mi var.Öyleyse sen başaramıyorsun in bakalım oradan biz başaracak daha iyi birisini getireceğiz dendi&hellip Zaman sistemin arızalarını yukarıya bildirerek çözüm üretme zamanı değildi artık, zaman sessizce o koltukta oturup mevcut ranttan daha cok nemalanma zamanıydı.. Öyle ki,Yıllarca parti ile gönül bağı olduğu bilinen insanların dahi en kücük yapıcı uyarılarında üzerlerinden geçildi.adeta aforoz edildi.Ne yazık ki idareci secimlerinde liyakat , sadakate kurban edildi&hellip&hellip
5-SORUNLU HEKİMLER
Şöyle geriye dönüp baktığımda sistemin en çokta etik ve ahlaki değerlerden uzak hekimlere yaradığını görüyorum.Onlar sistemden çok memnunlar.Öyle yada böyle her ay tavandan döner alıyorlar,yaptıkları işlerin kaliteli yada kalitesiz olması gerçekten endikasyonun olup olmaması,kullandığı malzemenin niteliği vs. bunların hiç biri ama hiç biri onları ilgilendirmiyor.Nasılsa her şeyin bir kılıfı var ve kılıfına uyduğu sürece sistem onları asla açık etmiyor&hellip.Çalıştığım hastanede şöyle bir bakıyorum da birkaç hekim arkadaşım istisna tavandan alan hekimlerin çoğu mesleki uygulamalar ve etik değerler olarak ortalamanın çok altındalar&hellip.
Sayın bakanım,
Yukarıda da arz ettiğim gibi maksadım ne sizi incitmek ne de bir şeyleri acık etmek.Ama artık birisinin yüksek sesle kral çıplak demesi gerekiyor. Yinede bu yazdıklarımı bir internet sitesine koymak yerine bizzat size iletebilmeyi arzu ederdim..fakat mevcut brokrasi bunu yapmayı nerdeyse imkansız kılıyor. Şayet yazı sitede yayınlanırsa sahada calışan biri olarak kendimce çözüm önerilerimide sunmaya çalışacağım.
Arz ederim.
Periferde çalışan bir diş hekimi.
Kaynak Medimagazin