4 Aralık 2024, Çarşamba
spot_img
Ana SayfaDernekten HaberlerSosyal Güvenlikte İptal Gerekçesi Ortadan Kalkmıyor

Sosyal Güvenlikte İptal Gerekçesi Ortadan Kalkmıyor

Sosyal Güvenlikte iptal gerekçesi ortadan kalkmıyor

Anayasa Mahkemesi tarafından bazı maddeleri iptal edildiği için yürürlük tarihi bir yıl ertelenen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası yasasına ilişkin hazırlanan yeni taslak kamuoyunda tartışılmaya başlandı. Yeni taslakta iptal edilen maddelerin iptal gerekçelerine uygun olarak yeniden düzenlemesine çalışılmakla birlikte iptale konu olmayan birçok maddede de değişiklik yapıldığı görülüyor.

Reformun temel amacı işçi, esnaf veya memur tüm çalışanların sosyal güvenlik hakkı ve yükümlülükleri açısından eşit kabul edilmesiydi. Anayasa Mahkemesi ise kamu görevlilerinin diğer çalışanlardan farklı bir statüye sahip olduklarına karar vermiş, ardından da farklı statüdeki çalışanların eşit sosyal güvenlik hakkına sahip olmasını eşitlik ilkesine aykırı bulmuştu. Bu nedenle yasanın birçok bölümü sadece kamu görevlileri açısından iptal edilmişti. Yüksek mahkemenin iptal gerekçesine uygun olarak reformun yenilenebilmesi için devlet memurlarını diğer çalışanlardan ayıran özelliklerin korunacağı, aynı zamanda da reformun sosyal ve mali hedeflerinden vazgeçilmeyeceği bir taslağın hazırlanması gerekiyordu.

Mevcut kamu görevlileri kapsam dışında
Ancak öyle olmadı. Yeni taslak iptal kararı sanki kazanılmış hak ihlaline dayanıyormuş gibi varsayılarak halen görevdeki devlet memurlarını ve emeklilerini reformun temel parametrelerine tabi kılmadı. Bu kişiler eski Emekli Sandığı mevzuatına bağlı olmayı sürdürüyor. Fakat yeni göreve başlayacak devlet memurları için durum böyle değil, onlar tüm diğer çalışanlar gibi reform yasası kapsamında değerlendiriliyor. Reform yasasında ise kamu görevlilerinin farklı statülerini gözetecek hiçbir yeni düzenleme yer almıyor. Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi`nin iptal gerekçeleri yeni başlayacak devlet memurları için geçerliliğini aynen koruyor. O halde neden halen çalışmakta olan ve emekli memurlar kapsam dışında tutuluyor? Bu tutum muhtemelen iptalin asıl gerekçesinin karar metninde yazılandan farklı olduğu düşüncesine, varsayımına dayanıyor.

Mali denge 25-30 yıl gecikiyor
Fakat bir varsayıma dayalı olarak alınmış bu kararın çok ciddi sonuçları var. Öncelikle bu karar uygulanabilir değil. Kamu idarelerinde aynı statüde çalışan memurlar iki farklı emeklilik rejimine tabi kılınıyor. Eşitlik tartışmaları bir yana, çalışma barışı açısından yaratacağı sorunlar nedeniyle çok kısa zamanda uygulamadan vazgeçilmesi bütün çalışanların eski hükümlere tabi kılınması olasılığı çok büyük. Diğer taraftan bu tercih, emekli aylıklarının artırılmasında da kamu personeli emeklisi ile diğer emekliler arasında eşitsizliğe yol açıyor. Tüm diğer emeklilerin aylıkları enflasyona bağlı artarken, memur emeklilerinin aylıkları kamu personeli ücret artışı oranına bağlı olmaya devam ediyor. Bunun sonucu olarak geçtiğimiz 6 yılda yaşadığımız gibi diğer emeklilerin aylık artışlarının da memur emeklilerine yaklaştırılması böylece reformun bir önemli parametresinin de etkisizleştirilmesi ihtimali artıyor.

Son olarak, kamu görevlilerinden alınan primin düşüklüğü ve aylık bağlama oranlarının yüksekliği nedeniyle reformun zaten uzun zamana yayılmış olumlu mali etkilerinin en az 25-30 yıl gecikmesine yol açılıyor. Sonuç olarak yeni taslak hem Anayasa Mahkemesi kararının gereğini tam olarak yerine getiremiyor, hem de reformun mali dengeleri sağlayacak düzenlemeleri yeterince koruyamıyor.

Tuncay Teksöz / Referans
Medimagazin
RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Most Popular