4 Aralık 2024, Çarşamba
spot_img
Ana SayfaDernekten HaberlerSağlıkta Teknoloji Haritası tamamlandı

Sağlıkta Teknoloji Haritası tamamlandı

Sağlıkta Teknoloji Haritası tamamlandı

TIPGÖRDER (Tıbbi Görüntüleme Tanı ve Tedavi Teknolojileri Derneği) Başkanı Ufuk Eren, dernek adına çalışmasını yürüttükleri Türkiye’nin Sağlık Teknolojisi Haritası’nı hazırladıklarını belirtti.Eren’in ilk kez Hastane Dergisi’nde gündeme getirdiği o harita artık hazır. Ufuk Eren bu haritanın hangi ihtiyaca yönelik olarak hazırlandığını ve hangi aşamalardan geçildiğini sorularımızı yanıtlayarak anlattı.

Hastane-Hospital News: Türkiye’nin sağlıkta teknoloji planlaması yapılması ihtiyacı nasıl oluştu?
Ufuk EREN:
Dünyada sağlık teknolojisi gelişiminde son on yılda ciddi adımlar atıldı. Özellikle 1990’lı yıllarda atağa kalkan ama 2000 yılından sonra ciddi bir ivme kazanan bir sağlık teknolojisi var. Bunun birkaç tane sebebi var tabii öncelikle dünyadaki ciddi bir nüfus artışı var, artan ve bir yandan da yaşlanan nüfus sağlık hizmetlerine olan talebi de arttırıyor. Sağlık hizmetine talep arttıkça da hizmetleri yeterince götürebilmek için arzı sağlayacak bir teknoloji üretimi gerekiyor. Bugün özellikle dünyada teşhisle ilgili teknoloji ciddi bir hızla büyümekte ve önümüzdeki yıllarda daha da fazla büyüyecek. Ardından kişiye özgü tıp ortaya çıkacak. Özellikle moleküler tıp, genetik bilimi daha öne çıkacak. Belki beş-on yıl içinde biz bunlardan konuşuyor olacağız. Bir de teşhisin önemi gittikçe artacak. Çünkü sağlık ekonomisine baktığımız zaman teşhisi ne kadar iyi yaparsan toplamdaki sağlık harcamanı o kadar daha iyi planlıyor ve sağlık kalitesini o kadar daha iyi kontrol etmiş oluyorsun. Bence burada göz önünde bulundurulması gereken doğru ve iyi teşhisi yapabilmek. Erken ve doğru teşhis, hedefsel tedaviyi sağlayacak. Türkiye’ye bakarsak, Türkiye’de de nüfus artıyor. Türkiye’de de yaşlı nüfus oranı her geçen gün daha da artmakta. Doksanlı yıllarda sağlıkta özel sektörün atakları başlıyor. 1995-2000 yılları arasında özellikle üniversiteler, tıp fakülteleri, özel teşhis merkezleri atağı ve 2000 yılından sonra da özel hastanelerin sayıca çoğaldığını görüyoruz. Bu arada 15 şubat kararlarını bir kenara koyalım onu ayrıca tartışırız. Sonuçta, Türkiye’de teknoloji alanında bazı şeylerin doğru anlaşılması gerektiği ortaya çıkıyor. Mesela Türkiye’de gereğinden fazla MR vardır söylentisi, “İstanbul’da İngiltere’den daha fazla MR var” şehir efsaneleri var. Bunu bilirbilmez önüne gelen kulaktan dolma bilgiyle, elinde herhangi bir istatistik olmadan konuşuyor maalesef. Zaten bu alanda ciddi bir istatistik de yok. Ne Sağlık Bakanlığı’ndaki istatistikler doğru, ne Dış Ticaret Müsteşarlığı veya DİE’de. Sonuçta Türkiye’deki hiçbir istatistik ne yazık ki doğru değil. Yurtdışından aldıklarımız nispeten iyi. Çünkü üretici firma, satışlarını kontrol etmek için nispeten doğruya daha yakın verilerle çalışıyor. Burada iki konu var, birincisi Türkiye’nin 72.5 – 73 milyon nüfusu var. Türkiye’de tabii doğal olarak bir Avusturya’dan, bir İsviçre’den daha fazla MR/CT olması lazım. Çünkü bahsettiğimiz ülkeler 7-8 milyon nüfuslu ülkeler. Türkiye bunun 10 katı. Türkiye’de 73 milyon insana hizmet götüreceksin, burada önemli olan faktör sen hizmeti ne yoğunlukta götürüyorsun. 1 milyon kişiye kaç tane MR/CT düşüyor ülkede? Adetsel olarak ölçümün bir anlamı yok çünkü. Bugüne baktığınız zaman bizim yaptığımız araştırmaların temelini TIPGÖRDER olarak elimizdeki bilgiler, derneğimizdeki üretici firma temsilcilerinin bilgileri, Avrupa’nın en büyük tıbbi cihaz ve sağlık IT’si derneğinden aldığımız bilgiler ve datalarla konfirme ettiğimiz rakamlar oluşturuyor.
Bu verilere baktığımız zaman ve Avrupa Birliği ortalamaları Avrupa Birliği ülkelerinin nüfus yoğunluklarına orantılı cihaz yoğunluklarıyla Türkiye’yi karşılaştırdığımızda “Türkiye’de teknoloji fazlası var, MR’da patlamalar yaşanıyor” gibi bir tablo ortaya çıkmıyor. Türkiye’de rakamlar h&acircl&acirc ortalamanın altında görünüyor.

HHN: Haritanın oluşturulması için bu belirsizlikleri görmeniz mi asıl ihtiyacı ortaya çıkardı?
Eren:
Asıl ihtiyaç şuradan ortaya çıktı yanlış bilgiler, yanlış istatistiklerden dolayı yanlış yönelmeler, yanlış gidişatlar olabiliyor. Yanlış kararlar olabiliyor. Mesela bir karar veriyorlar, diyorlar ki “Türkiye’de çok sayıda açık MR var” ve birtakım yasaklamalara filan gidilebiliyor, sınırlama getirilebiliyor. Biz derneğimizin misyonu olarak doğru bilgilendirmeyi bir vazife olarak görüp bu çalışmayı yaptık. Ve Türkiye’nin bir teknoloji haritasını çıkarmaya çalıştık. Öncelikle yüksek teknoloji cihazlarıyla başladık çalışmaya. Bunlar, bilgisayarlı tomografi cihazları, magnetik rezonans görüntüleme cihazları, PET CT veya kanser tedavisinde kullanılan radyoterapi cihazları gibi. Bunu şimdi anjiyografi cihazlarıyla da genişletiyoruz.

HHN: Bu çalışmayı TIPGÖRDER olarak yalnız başınıza mı yaptınız yoksa size destek veren kuruluşlar oldu mu?
Eren:
Bizim pazardan topladığımız datalarımız ayrıca Avrupa’daki derneklerden (özellikle COCIR’den) alınan bilgiler ve üretici firmalardan aldığımız datalarla oluştu. Sağlık Bakanlığı’ndan bir destek almadık, ancak Sağlık Bakanlığı ile yaptığımız çalışmaları paylaşmaya başladık. Bakanlık kendisi de bir çalışma yapmış. Bakanlığın rakamlarıyla bizim rakamlar arasında fark var. Bizdeki rakamlar muhtemelen daha doğru, daha sağlıklı. Görüşmelerimiz devam ediyor.

HHN: Bir ihtiyacı tespit ettiniz, bu ihtiyaçtan yola çıkarak bir çalışmayı başlattınız ve bir sonuca da ulaştınız. Şimdi, bu sonuçtan yola çıkarak Türkiye’de artık neler yapılması gerektiğini söyleyebilir durumda mısınız? Yatırımcılara önerileriniz olabilir mi?
Eren:
Şimdi şunu gördük ki öncelikle: 1) Türkiye bir tıp teknolojisi çöplüğü değildir. 2) Türkiye’nin hala teknolojiye ihtiyacı var. Nüfus çok ve artan bir nüfus var. 3) Türkiye’de öyle çok da kötü bir coğrafi dağılım yok. Teknolojik dağılıma coğrafi olarak baktığımız zaman, bugün her ilde bir tomografi cihazı olduğunu görüyoruz. Hemen hemen her ilde bir MR cihazı olmaya başladı. Bugün Batman’da mesela ortalamanın üzerinde MR cihazı var. Bunu gördük. Burada şunu da gördük Türkiye’ de teknolojinin bu seviyeye gelmesinde özel sektörün ciddi bir ağırlığı varmış. Görüyoruz ki en fazla yoğunluğun olduğu bölgelerden bir tanesi Ankara. Ankara’da kişi başına düşen teknoloji sayısı yüksek. Ankara Türkiye ortalamasının üzerinde, yeterli cihaz var sayılabilir. İstanbul genelde üçüncü-beşinci sıralarda.

HHN: İstanbul’da h&acircl&acirc cihaz ihtiyacı var denilebilir mi?
Eren:
İstanbul büyük şehir. İstanbul’u bölgesel olarak da değerlendirmeliyiz. Ama haritayı göreceli olarak değerlendirmemiz lazım. Örneğin şöyle denebilir belki Adana’da cihaz yoğunluğu diyelim ortalamanın altındaysa Adana İstanbul’a göre biraz daha öncelikli olabilir. Bunları haritalara bağlı olarak değerlendirmemiz gerekir. Her veriyi önümüze alıp karşılaştırmalı değerlendirmeler yapmalıyız.

HHN: Özel sektörün teknoloji gelişimindeki rolüne yeniden dönecek olursak…
Eren:
Özel sektörün Türkiye’de tıp teknolojisinin yerleşmesinde katkısı büyüktür. Bugün Türkiye’deki kurulu cihazın bazı kalemlerinde yüzde 65’ini özel sektörde görüyorum. Örneğin tomografi cihazı. Kalan yüzde 35’inde kamuya ait. Yani özel sektör bunu yapmasaydı Türkiye’de yeteri kadar kurulu teknoloji cihazı olmayıp, halka hizmet gitmeyebilirdi. 3 tane kategori var: Kamu’nun yaptığı yatırımlar, MR, bilgisayarlı tomografi cihazı. Özel sektör yatırımları var. Bir de kamunun hizmet alma metoduyla özel sektöre verdiği hizmet alımı ihaleleri var. Burada şunu gördük harita üzerinde, modalite bazında hangi cihazda özel sektörün hangi cihazda kamunun ağırlıkta olduğuanlaşılıyor. Ama şu kesin ki, özel sektör hep ağırlıkta çıkıyor. Buradan şu noktaya geliyoruz Türkiye’de bir takım teknoloji yatırımlarını yasaklamayla doğru sonuca varılamaz. Yani “teknoloji cihazına ben karar vereceğim, ben istemezsem yatırım yapılamaz” yaklaşımı yaratıcı değildir. 15 Şubat’tan sonra bugün mevcut hastaneye bile teknoloji cihazı alamıyorsunuz yeni sisteme göre. Biz dernek olarak bunu doğru bulmuyoruz. Yurt dışında bazı ülkelerde genelde hastaneler bazında cihaz ithal edilmiş. Kısıtlamalar olunca da işler iyi gitmemiş yeniden liberal sisteme yönelinmiş.

HHN: Bu noktada beklentileriniz nelerdir?
Eren:
Bence burada Sağlık Bakanlığı’nın yapması gereken, daha çok hizmet kalitesinin şartlarını belirlemek ve sonra da kontrol etmektir. “Cihaz alamazsın, doktor alamazsın, hastane kuramazsın” türü yasaklamaları doğru bulmuyorum. Bunların içinde bizi ilgilendiren teknoloji yatırımları. Biz Türkiye’nin 2000’li yıllardaki sağlık teknolojisi ataklarını, doğru yatımlarını görerek istihdamımızı yaptık, buna göre planlarımızı yaptık, buna göre bütçelerimizi oluşturduk. Ama anlık geri dönüşler, yön değiştirmeler hepimizi zor durumda bırakıyor. Tıp teknolojisi sektörünü ciddi anlamda zor durumda bırakıyor. Yurtdışının Türkiye’nin istikrarına olan bakışını zedeliyor. Türkiye’ye yatırım yapma, Türkiye’den bölgeye yönelik genişlemeler düşünülürken, aniden farklı bir tablonun ortaya çıkması bizleri zor durumda bırakıyor. Teknoloji cihazı yasağı nedir? Teknoloji cihazının, tıbbı teknoloji cihazının tanımı belli değil, yani EKG cihazı, ultrason da giriyor mu bu yasak kapsamına? Nerede bunun sınırı? Belirsizlik var. Peki hangi kritere göre karar verilecek? Mesela ben şurada özel bir hastane kursam ona da CT alabilecek miyim? Alma kriterim ne olacak? Niye alamayacağım? Bunlar da belli değil. Evet, Türkiye’de ciddi anlamda teknolojiyi denetleme olmadığı için eski teknoloji ithalatı ile ilgili 2003’de bir yasak gelmişti. Ve bu devam ediyor ki doğrudur, bu karar cihazlarımızı gençleştirmiştir. Eskiyen teknolojinin alınmaması lazım. Fakat bugün yenisi de istenmiyor. Üstelik, acaba uzun vadede kapıları yeniden açacaklar mı, ondan haberimiz yok. İlaç Ve Tıbbi Cihazlar Kurumu h&acircl&acirc kurulmadı. Biz mesela İtalya, Fransa, İspanya’daki bütün dernekler bir araya geliyoruz, COCIR üyeleri olarak. Brüksel’de toplandık en son, burada yaptığımız konuşmalarda bizimkine benzer yasaklı bir ülkenin olmadığını gördük.

HHN: Hazırladığınız teknoloji haritasını, yol gösterici olması amacıyla kamuoyuna açıklayacak mısınız?
Eren:
Bu aşamada bizim paylaşmayı düşündüğümüz başta Sağlık Bakanlığı ve diğer devlet kurumları olmak üzere Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, TÜSİAD gibi ülkede bu konuda etkin olan sivil toplum örgütleri ve birlikler. İlk aşamada bu kurumlarla sonuçları paylaşmak istiyoruz. Medya ile paylaşacağımız kısmına dernek olarak karar vereceğiz. Çünkü kamuoyunun da doğru bilgilenmesini istiyoruz. Cevap verilemeyecek birtakım demeçler yerine doğruları göstermek istiyoruz.

HHN: Sonuçta çok kısa bir değerlendirme yapacak olursanız bu çalışmalarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz. “Doğru bir iş yaptık ve işe yarayacaktır” diyebiliyor musunuz?
Eren:
Bence geç bile kaldık, bunu daha önce yapmak lazımdı. İlk defa bütün firmaların bir araya gelip de yüksek teknoloji ile ilgili çıkardıkları güzel bir veri çalışması. Sonuç olarak Türkiye’nin öyle korkulduğu gibi heterojen bir teknoloji dağılımı olmadığını gördük. İstanbul ve Ankara’da cihaz farkının olması çok doğal. Çünkü nüfusun yoğun olduğu yerler buralar. Eskiden insanlar sağlık hizmeti almak için büyük şehirlere giderlerdi. Ankara’nın nüfusu beş milyonsa, şehrin hasta potansiyelini iki katı fazla düşünmek gerekirdi, çünkü bütün çevre iller oraya giderdi. Şimdi durum farklı. Bugün Konya’da da iyi sağlık kuruluşları var, Çankırı’da da. Dolayısıyla her yerde teknoloji var. Ankara’ya ya da İstanbul’a gitme ihtiyacı gittikçe azalıyor. Dolayısıyla, tekrar ediyorum, Türkiye’de coğrafi olarak tıp teknolojisi açısından çok kötü bir tablo yok. Tabii daha iyileştirme potansiyeli var. Türkiye’de teknolojinin gelmesine ciddi bir katkısı olan özel sektörü bizdeki istatistiklerin dışına çıkardığımızdaysa tablonun birden kötüleştiğini görüyoruz. Dolayısıyla zamanında destekleyenlerin özel sektörü birden durdurması ne kadar doğru, onu tartışmak lazım. Bir diğer ve önemli sonuç artık elimizde bir data var, bilgi var, bir harita var. Artık herkesin bakarak “ne, neymiş” diye konuşabileceği bir kaynak var.

Saynur ÇETİNER
Hastane Dergisi

www.hastanedergisi.com

RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Most Popular