Sağlık Harcamaları Sağlıklı mı? | |
TEPAV (Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı), sağlık harcamalarının yıllar içinde giderek arttığını belirterek, sağlık harcamalarının kompozisyonunun bozuk ve maliyetli olduğunu açıkladı. Koruyucu sağlık hizmetlerine verilecek önemin sağlık harcamalarını azaltacağına dikkat çeken TEPAV, sağlık kuruluşlarının devletten alacaklarını tahsil edememesinin de sistemi olumsuz etkilediğini bildirdi. TEPAV, kamu sağlık sisteminin finansman açısından ciddi bir darboğaza girmek üzere olduğu uyarısını yaptı
TEPAV İstikrar Enstitüsü tarafından hazırlanan Mali İzleme Raporu-2008 Yılı Şubat Ayı Bütçe Sonuçları açıklandı. Bütçe sonuçlarının yanı sıra “Sağlık Harcamaları Sağlıklı mı?: Sağlık Politikaları ve Ülkemizde Kamu Sağlık Harcamaları Sorunu” başlıklı bir bölüme de yer verilen raporda, önemli tespitlerde bulunuldu. “Sağlık harcamaları yıllar içinde artış eğilimi göstermekle beraber, bu artışın kompozisyonu maliyet etkin değildir” denilen raporda, koruyucu sağlık hizmetlerinin önemine dikkat çekildi. Raporda, “Koruyucu sağlık hizmetlerine ve halk sağlığına yönelik politikaların geliştirilmediği ortamlarda, daha maliyetli olan tedavi edici sağlık hizmetlerine daha fazla kamu kaynağı ayrılmak zorunda kalınmaktadır” denildi. Harcamalar 8 yılda yüzde 40 arttı Rapor’a şöyle devam edildi: Koruyucu sağlık hizmetleri vurgusu Raporda, sağlık harcamalarını yapısal olarak artıran unsurların başında nüfusun yaşlanmasının geldiği ifade edilirken, “Nüfusun yaşlanması ile birlikte sağlık harcamalarının birim maliyetleri artmaktadır. Türkiye’de bugün 65 yaş üstü yaşlı nüfusun toplam nüfusa oranı yüzde 7’dir. 10 yıl sonra bu oranın yüzde 10-11 düzeyine çıkacağı tahmin edilmektedir. Sağlığa erişimin artması ile birlikte nüfusun yaşlanması sağlık harcamalarının daha da artmasına yol açmaktadır” denildi. Raporda şunlar kaydedildi: Döner sermayedeki kısır döngü Raporda şunlar dile getirildi: Döner sermayeli işletmelerin alacaklarının silinmesinin, bir bütün olarak sağlık sistemini olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekilen raporda, “Sonuç olarak, döner sermayeli işletmelerin alacaklarının silinmesi sureti ile kamu sağlık harcamaları daha düşük düzeyde gösterilmektedir. Bu düzeyde bir alacağın son üç yıl içinde silinmesi iki temel konuyu kaçınılmaz olarak gündeme getirmektedir: Bunlardan ilki döner sermayelerin hızla ödeme güçlüğüne çekilmesinin bir bütün olarak sağlık sistemini olumsuz etkilemesi riskidir. İkincisi ise, sağlık hizmetlerinde fiyatlamanın özel sağlık kurumlarının yoğun bir şekilde sisteme girmesiyle birlikte ne şekilde oluşturulacağıdır” denildi. Raporda neler var? – 2007 yılında kamu kurumlarının özel sağlık kurumlarından aldığı sağlık hizmetlerinin bedeli 3 milyar YTL (2,3 milyar ABD doları) düzeyinde gerçekleşti. Bedeli ödenmeyerek ertelenen harcamalar ile bu tutarın 2,5 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. – Toplam kamu sağlık harcamalarının yüzde 9’u, toplam tedavi harcamalarının ise yüzde 21’i, 2007 yılında özel sağlık kurumlarına kaydı. 2002’de bu oranlar sırası ile yüzde 3,8 ve yüzde 14 olarak tespit edilmişti. – 2002 yılında devlet hastanelerinde yapılan muayene sayısı (SSK hastaneleri dahil) 110 milyon düzeyinde iken, 2006 yılı sonunda bu rakam 191 milyona çıktı. Sonuç olarak, 2002 yılına göre 2006 yılında yapılan muayene sayısı yüzde 73,6 oranında arttı. Bu gelişme, sağlığa erişimin ne düzeyde arttığını göstermesi yanında sağlık hizmetleri sunumunda kapsamın bir göstergesi olmaktadır. Döner sermaye alacakları silindi – 2007 yılında çıkarılan 5588 sayılı Yasa ile, 5502 sayılı Yasa’ya eklenen geçici 3’üncü madde ile 2006 yılına kadar olan sosyal güvenlik kurumlarının devlet hastanelerine ve üniversite hastanelerine olan borçlarının mahsuplaşma, alacaktan vazgeçme ve terkin yoluyla silinmesi hükmü getirildi. Bu kapsamda, 2007 yılında Sağlık Bakanlığına bağlı hastane döner sermayelerinin 3,1 milyar YTL düzeyindeki alacağı silindi. – Şubat ayında, Bakanlar Kurulu kararı çerçevesinde yapılan düzenleme ile, 31 Ekim 2007 tarihine kadar Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kurum ve kuruluşlarına yapılan tedavi hizmetleri karşılığı olarak düzenlenen faturalardan 31 Aralık 2007 tarihine kadar yapılan ödemelerden sonra kalan bedeli ödenmemiş faturaların bedelsiz kamu hizmeti tanımına sokularak silinmesi kararlaştırıldı. Koruyucu hizmetler OECD’nin on beşte biri kadar – Türkiye son 10 yıllık dönem baz alındığında, kişi başına toplam sağlık harcamasındaki artışta ilk üç OECD ülkesi arasında yer alıyor. – Kişi başına koruyucu nitelikte sağlık harcamalarının Türkiye’de 5 dolar civarında olduğu görülüyor. Bu, OECD ülkeleri içindeki en düşük oran olurken, Türkiye OECD ortalamasının on beşte biri düzeyinde kişi başı koruyucu sağlık harcaması yapıyor. |
Medimagazin