|
||||||||
|
||||||||
Vatandaşın alım gücünü zorlamayacak, hakkaniyetli bir sistem oluşturmak zorunda olduklarını belirten Akdağ, “(Bu şekilde yürütemem) diyen özel sektör temsilcileri, kuruluşları varsa onlar da kendi yollarını bulacaklardır. Sözleşme imzalamazlar, kendi bildikleri yolda giderler“ dedi. Akdağ, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasasında değişiklik öngören tasarıda, özel sağlık kurumlarının hastalardan alacakları katkı payına yüzde 20 sınırlama getirilmesine ilişkin soruları yanıtladı. Özel sağlık kurumu yetkililerinin bu düzenlemeye karşı çıktıklarının hatırlatılması üzerine Akdağ, öncelikle vatandaşın neyi talep ettiğine veya neyi ödeyebileceğine bakıp sistemin buna göre oluşturulması gerektiğini söyledi. Söz konusu tasarıda gerek kamu hastanelerine, gerekse özel sektör kurum ve kuruluşlarına ne şekilde ödeme yapılacağına dair hüküm bulunduğuna işaret eden Akdağ, bu hükme göre oluşturulacak 7 kişilik komisyonda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 3, Bakanlığının ise Hazine Müsteşarlığı, Maliye Bakanlığı ve Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) ile birlikte birer üye ile temsil edileceğini bildirdi. Bu komisyonun gerekli çalışmaları yapıp alt komisyonlar oluşturarak maliyet esaslı bir ödeme listesi hazırlayacağını kaydeden Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Maliyet esaslı deyince kamunun ve özel sektörün standart maliyetleri var, bunlar dikkate alınacak ve listelerdeki fiyatlar da bunlara göre belirlenecek. Konumuz özel sektör olduğu için bu belirlenen maliyet esaslı, tabii verilecek bir kar da var, bunlar dikkate alınarak belirlenen rakamlarla geri ödeme alacak. Bu geri ödemenin yüzde 20`lik kısmını da vatandaştan alabilecek. Şimdiki uygulamada vatandaştan sigortanın ödediği paranın bazen 2-3 misline varan miktarlarda paralar istendiğini biliyoruz. Hükümetimiz özel sektörden hizmet alınmasının önünü tabii ki böyle bir şeyi düşünerek açmadı. Vatandaşımızın ödeme gücü bellidir. Dolayısıyla bu esas üzerinden ödeme yapılması bizim kanaatimize göre en doğru olanıdır.“ Yüzde 20`lik limitin vatandaşın ödeme gücü açısından en yüksek limit olması gerektiğini kaydeden Akdağ, “Vatandaş kamunun hastanesinden hizmet alırken fark ödemeyecek, ama özelden hizmet alırken yüzde 20`ye kadar fark ödemeyi kabul etmiş olacak. O da özel sektörün tutumuna bağlı. Yüzde 20 almayabilir de daha az da alabilir. Vatandaşın alım gücünü zorlamayacak, hakkaniyetli bir sistem oluşturmak zorundayız“ diye konuştu. Akdağ, “Yani özel hastanelerin bu konudaki itirazlarına göre bir değişiklik söz konusu değil mi?“ sorusu üzerine, “Şu anda böyle bir değişiklik hiç düşünmüyoruz“ yanıtını verdi. Bazı özel hastane yetkililerin, “Hastalardan alınabilecek katkı payının yükseltilmemesi halinde SSK`lı hastalara bakmayacakları“ şeklinde açıklamalarda bulunduklarının belirtilmesi üzerine Akdağ, kendisine böyle bir şey söylenmediğini ifade etti. “Bu açıklamaların genel anlamda bu hizmeti sunanları kapsamadığını çok rahatça söyleyebilirim“ diyen Akdağ, “Hizmet vermek isteyen sözleşme yapar hizmet verir, vermek istemeyen sözleşme yapmaz yoluna devam eder“ diye konuştu. “Özel sektörü sıkıntıya sokma maksadında olmadıklarını, amaçlarının vatandaşların sıkıntıya sokulmasını önlemek olduğunu“ vurgulayan Akdağ, “Şu anda bile bu farkı almadan hizmet verebilenler olduğuna göre demek ki bu iş yürüyor. `Bu şekilde yürütemem` diyen özel sektör temsilcileri, kuruluşları varsa onlar da kendi yollarını bulacaklardır. Sözleşme imzalamazlar, kendi bildikleri yolda giderler“ şeklinde konuştu. -“YÜKSEK KAZANÇLAR ELDE EDİLEBİLECEĞİNİ DÜŞÜNENLER YANILMIŞ OLUR“- Öncelikle vatandaşın sağlık hizmeti alabilmesini programlamak zorunda olduklarının altını çizen Akdağ, özel sektörün özellikle son 6 ay içerisinde çok yüksek ücretlerle özellikle uzman doktor istihdamı yaptığını, bunun bedelinin vatandaştan çıkarılmaması gerektiğini bildirdi. Akdağ, şöyle konuştu: “Size bir örnek vereyim. Mesela bir branşta 4 uzman doktorun olduğu bir ilimiz var. Burada bir özel kuruluş teşkil ediliyor ve bu uzmanlardan ikisi oraya geçiyor. O 4 uzmanın günde 300 hasta muayene ettiğini var sayalım. Şimdi ikiye düştükleri zaman her bir doktora günde 150 hasta düşer. Bu 150 hastanın kaçını acaba özel sektör kuruluşu götürür? Oradaki yükü azaltacak, burada mesele bu. Eğer 150`nin 50`sini 60`ını beraberinde götürmüşse bu mümkün. Ama 20 hastayı öbür tarafa taşıyacak bir düzen kurmuş, o 20 hastadan da fark alarak finansmanını sağlıyorsa o zaman bu iş yürümez. Bu fark meselesi gerçekten vatandaşın aleyhine çalışan bir sistem. Ayrıca doktor istihdamı konusunda da kamunun aleyhine çalışan bir sistem. Onun için bunun yürümeyeceğini biliyoruz. Özel sektörümüzle de bunu konuştuk, onlar da bunu kabul ediyorlar. En son yaptığımız görüşmede söylenen şudur. `Bu maliyet esaslı çalışmayı birlikte yapalım`. Doğru birlikte yapmak, çalışmak lazım. Ama maliyet unsuru olarak uzman doktorlara kamudakinin 3-4 misli para vermek önümüze getirilecekse böyle bir şeyi de kabullenmiyoruz.“ Hekimlerin özel sektöre geçmeleriyle ilgili değerlendirmede bulunan Akdağ, şunları söyledi: “Özel sektör kuruluşlarında alınan ilave ücretler sayesinde kamu dışında çok yüksek kazançlar elde edilebileceğini düşünen değerli meslektaşlarımız yanılmış olurlar. Yani, önümüzdeki yıl ve yıllarda böyle bir beklenti içine hiçbir meslektaşımız girmemelidir. Hükümet olarak bu konuyu olması gerektiği şekilde düzenlemeye kararlıyız. `Çok yüksek ücretlerle özel sektöre transfer olurum, ayda 15-25 bin lira kazanırım` şeklindeki düşünce gelecek açısından yanlış bir düşünce.“
Zaman
|
Özel Hastanelere `Fark` Resti
RELATED ARTICLES