6 Aralık 2024, Cuma
spot_img
Ana SayfaDernekten HaberlerGlobal bütçede uzlaşma yok

Global bütçede uzlaşma yok

Hükümetle özel sağlık sektörü arasında tartışılan global bütçe görüşmeleri sonuç vermedi. Hükümetin belirlediği bütçe rakamı üzerinde uzlaşma sağlanmadı ve sektör talepleri kabul edilmedi.

Fatma Ergüzeloğlu/Ankara-MEDİMAGAZİN

Görüşmelere katılan Akredite Hastaneler Derneği İcra Kurulu Üyesi Hüseyin Çelik, bedava sağlık hizmeti algısının beslendiğini öne sürerek, bu yıl toplam kamu sağlık harcamasının 36 milyar TL olacağını belirtti. İnsanların cepten para ödememesi uğruna uygulanan kimi politikaların bütçe açığı nedeniyle ekstradan faiz ödemesine yol açtığını ifade eden Çelik, SGK’da sağlıkta %60’a yakın bütçe açığı olduğunu kaydetti.

Çelik, global bütçenin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu öne sürdü. Global bütçenin kitaplarda yazıldığı gibi uygulanması gereken yöntem olmadığını vurgulayan Çelik şunları söyledi:

“Global bütçe şunun için var: Muhtemel bir bütçeyi hastanelere aktarıyorsunuz, sağlık hizmeti sunucuları da bireyin sağlığından para kazanan hale geliyor. Yani geliri sabit, o hastaların sağlığından sorumlu hale geliyor. Dolayısıyla hastane kültürü değişiyor. Şu anki uygulama bu değil. Burada, SGK Sağlık Bakanlığının rolünü üstlenerek sanki üniversite hastaneleri, özel hastaneler kendininmiş gibi onların alacağı parayı tanımlamaya çalışıyor.

Mevcut uygulanan global bütçenin şöyle bir handikapı var: Eğer siz ayda 2000 liralık bir ciro yapmak istiyorsunuz ve sizden bütçeyi aştığınızda % 10 kesinti yapılacaksa o zaman gene diyelim ki 2200 liralık fatura kesersiniz, ona göre işlem yaparsınız ve yine cebinize 2000 lira geçer. Herkes kesinti varsayımıyla ciro yapmaya başlarsa bütçenin sürekli üst sınırını kullanmaya başlar. Bu kez, işini doğru yapan, gereksiz sağlık hizmeti sunmama konusunda hassas davranan kurumların zarar görmesi sonucu doğar. Bu nedenle bir sınır getirilmeli. Örneğin günlük muayene sınırı 50 ise ve karşı taraf 100 muayene fatura ediyorsa birinin buna ‘dur’ demesi gerek. Kalite üzerinde de baskısı var bu yöntemin sağlık kurumları gelirin sabit olacağını düşünerek hizmetin kalitesinden ödün verme yoluna gidebilir.”

Tek standart oluşturuldu
Çelik, Genel Sağlık Sigortası sisteminde çok farklı gelir gruplarına ait insanlar olduğunu ve bunların hepsinin tek bir standartta buluşturulması durumunda en yüksek standarda eğilim olacağını belirtti. Bunun da sağlık hizmetlerinin maliyetini arttırdığına dikkat çeken Çelik, “Şu anda sistemin en önemli sorunu bu. Mesela uzman da olduğu halde insanlar öğretim üyesine yöneliyor. İkisine de aynı para ödeniyor ve herkesin öğretim üyesine muayene olma isteği oluşabiliyor. Aradaki farkı ödemesi koşuluyla kişi istediği hekime başvurma hakkı olsa o zaman gereksiz bir talep öğretim üyesine kaymayacak. Aynı durum malzeme için de geçerli. Aynı sorun ilaçta da geçerli olduğu halde mesela, yasada yapılan düzenleme ile orijinal ilaç ile jenerik ilaç arasındaki farkın hasta tarafından ödenmesine izin verilerek sorun çözüldü. Eğer bu sorun çözümlenirse global bütçeyi zorunlu kılan gerekçeler azalacak ve yönetilebilir hale gelecek” dedi.

Görüşmeler sonuçsuz kaldı
5 Bakanla yapılan görüşmelerde mutabakata varılamadığını belirten Çelik, hükümetin 2009 yılının bütçesine deflatörü ekleyerek global bütçe rakamı oluşturduğunu söyledi. Fark sınırının da hastaneleri sınıflayarak % 70’e çıkarılmasının önerildiğini belirten Çelik görüşmedeki talepleri şöyle anlattı:

“Fark sınırının % 70 değil de % 100 olması gerektiğini bildirdik. Bir diğer önerimiz de şu oldu: İnsanlar zorunlu bir sisteme tabi olarak prim ödüyorlar. Fakat kişinin hastane ve hekim tercihi farklı olduğunda yeni sistem ‘Size 1 kuruş ödemem’ diyor. Dolayısıyla anlaşma yapılmayan hastanelere giden hastalara da ödedikleri primin karşılığı olarak SUT fiyatının belli bir oranının da, bu genellikle % 70 oluyor, ödenmesi konusunda talebimiz oldu. Bu öneri kabul edilmedi. Müzakere sonucunda global bütçe rakamı üzerinde uzlaşılamadı, fark ücreti konusunda uzlaşılmadı, sınıflamaya tüm sektör olumlu bakmadığını iletti. Biz 5510 sayılı kanunun 2006 yılında ilk kabul edilen haliyle uygulanmasını istiyoruz. Bu aynı zamanda Anayasa Mahkemesince denetimden geçmiş bir kanundur. Ayrıca dünyada büyük bir kriz var ve bu krizin kamu gelirlerine, vergi gelirlerine negatif etkisi var. Bunun karşısında sağlık harcamaları kontrolsüz artıyor. Sağlıktan kaynaklanan bütçe açığı giderek kontrol edilemez noktaya geliyor. Üzerimize düşen fedakarlığı yapmak adına konuya olumlu yaklaşıyoruz. Ancak çözümün mutabakatla ortaya çıkması halinde uygulamadaki başarı da artacaktır.”

ÖZEL HASTANELER PLATFORMU
RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Most Popular