Yaklaşık 1,5 aydır görüşmeleri devam etmekte olan “Global Bütçe” toplantılarının sonuncusu Başbakan Yrd. ve Hazineden Sorumlu Devlet Bakanı Sn. Ali Babacan başkanlığında Hazine Müsteşarlığında yapılmıştır. Görüşmelere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sn. Ömer Dinçer, DPT’den Sorumlu Devlet Bakanı Sn. Cevdet Yılmaz, Sağlık Bakanı Sn. Recep Akdağ, Maliye Bakanı Sn. Mehmet Şimşek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Sn. Birol Aydemir, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Sn. Nihat Tosun, Maliye Bakanlığı Müsteşarı Sn. Naci Ağbal, Hazine Müsteşarı Sn. İ.Halil Çanakçı ve ilgili Genel Müdür’ler katılmışlardır. Derneğimizi ve Federasyonu temsilen Sn. Başkan Dr. Mehmet Altuğ katılmışlardır. Sektör adına Sn. Raif Kaya, Sn. Muharrem Usta, Sn. M. Ali Aydınlar, Sn. Reşat Bahat, Sn. Fahrettin Koca, Sn. Hüseyin Çelik, Sn. İrfan Güvendi gibi sektör öncüsü kişiler katılmışlardır.
Sn. Ali Babacan Global Bütçe uygulamasındaki kararlılıklarını dile getirmişlerdir. Önümüzdeki yıllarda bütçe dengesini tutturabilmek için bugünden tedbirler almamız gerekmektedir. Bunun da yöntemi “Global Bütçe” uygulamasıdır.
Sektör olarak (SİF, OHSAD, ATTD ve AHD) böyle bir uygulamanın hayata geçebilmesi ve ÖSS’nün kaliteli hizmet vermeye devam edebilmesi için gerekli olan temel hususlar, sayın yetkililere tekrar aktarılmıştır. Bunlar
1- Fark ücreti sınıflandırmadan bağımsız olarak %100 olmalı.
2- İstisnai hizmetler ve otelcilik hizmetleri genişletilmeli.
3- Ayaktan paketlerin kapsamı düzenlenmeli.
4- ÖSS’nün bütçe payı %35 olmalı.
5- Dağıtım da adalet nasıl sağlanmalı.
Görüşmelerde Sn. Bakan Ali Babacan hastane sınıflandırması yaparak fark ücretini %70’e kadar arttırabileceklerini belirttiler. Sektörün fark ücretinin Bakanlar Kurulu insiyatifinde %100’e kadar çıkartılması talebine, Sn. Recep Akdağ “fark ücretinin hem %100 olmasını hem de sınıflandırmadan bağımsız olmasını siyaseten halka açıklayamayacaklarını ve bu yüzden kabul edilemeyeceklerini” belirttiler.
Sektör olarak %100’e kadar fark ücretinin alınmasını istememizdeki asıl sebep net olarak bu oranda fark alınmasının mümkün olmaması ve “Global Bütçe” sonrasında yaşanacak mali daralma ya da mali çıkmazdan kurumlarımızı koruyabilmesidir.
Görüşme sonunda ifade edilen Global Bütçe mevcut bütçenin deflatör oranında(%5) arttırılması (5.3 milyar*%5=5.6 milyar) ve hastadan alınan farkın da bu toplamdan çıkarılması şeklinde olduğudur. Bir başka deyişle bütçenin hastadan alınan farklar ile sübvanse edilmesidir. Burada şöyle bir tespit daha yapılabilir kamu, özel sağlık sektörünün almasına karşı çıktığı hizmet fark ücretlerini kendisi arttırarak almak istemektedir. Yine bu durumu izaha devam edersek 5.6 milyar olması gereken özel sağlık sektörü bütçesinin 5.2 milyara düşürüldüğü görülmektedir. Bu da 4-5 yıldır enflasyona rağmen değişmeyip aynı kalan SUT fiyatlarında artış beklenirken tersi %10’a yakın bir indirim uygulanması anlamına gelmektedir.
Kamu ve Üniversite hastanelerine ödenen ücretler en azından deflatör oranında arttırılırken özel sağlık sektörünün bütçesinin düşürülmesi şu ana kadar ki uygulamalarla ters düşmektedir. Çünkü mevcudu sürdürmekte zorlanan sektör bu durumu tolere edemeyecektir. Sonuçta da birçok kurum hayat şansı bulamayacaktır. Bu eğer istendik bir durum ise özel sektörü önceleyen politikalardan çark edildiği ve sağlıkta dönüşüm programından vaz geçildiği anlamına gelmektedir.
Tespit etmemiz gereken diğer bir nokta ise, Global Bütçe’nin alınabilecek farklarla sübvanse edilmesidir. Durumdan anlaşılacağı gibi, kamu sektörün tamamının fark ücreti aldığı düşüncesiyle hareket etmektedir. Çoğu sektör temsilcisi fark ücreti zaten alamamaktadır. Bu durum Global Bütçe’nin eksik finansmanına sebep olacaktır. Kamu kar ederken, özel sağlık sektörü sıkıntılarla uğraşmaya devam edecektir. Böyle bir durum da hakkaniyetten söz etmek pek mümkün görülmemektedir. Bizler sektör temsilcileri olarak üniversite hastanelerinin almış olduğu paket fiyatın tarafımıza sağlanması durumunda fark ücreti almayı kaldırabiliriz. Ancak bu durumda sağlık harcamalarının daha da fazla artacağını unutmayalım. Daha az maliyetli özel sektörün desteklenmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan hem standartları koyacaksın, hem denetleyeceksin, hem de sınıflandıracaksın. Etik olarak böyle bir sınıflandırma sistemi kabul edilemez. Çünkü sağlık keyfiyet içeren bir durum değildir.
Son toplantıda görüldü ki daha önceki görüşmelerde ki hususların hiçbirinin gündeme alınmamış ve bu konularla ilgili çalışma yapılmamış olması da kabul edilebilir bir durum değildi. Çünkü önümüzdeki yıl içinde DM , YK ve açılacak olan hastaneler de bu bütçeye dahil olacaktır. Sektör olarak hem hiç kimseyi kapıdan çevirmeyeceksin, hem en düşük paket ücreti alacaksın, hem de rakamım arttığı zaman da global bütçe diyerek ödeme kesintisi yapacaksın. Bu tarz uygulamalar sektör içindeki karmaşanın ve uyuşmazlıkların artmasına sebep olacaktır. Bizler her zaman ülkemiz için en faydalı olacak uygulamaların tarafı ve destekçisi olurken, bir bakıma üvey evlat konumunda olmak sektörün üzüntüsünü daha da arttırmaktadır.
Sonuç olarak belirli bir süredir devam eden görüşmelerde hiçbir mutabakat sağlanılamamıştır. Karşılıklı görüşmeler sonucunda “kamu tarafından değerlendirilecek” denilen hiçbir konuda çalışma yapılmamış olması da üzüntümüzün artmasına daha çok etki etmiştir.
Özel sağlık sektörü olarak”Global Bütçe”ye karşı olduğumuzu bir kez daha tekrar ediyoruz.
ÖZEL HASTANELER PLATFORMU
