5 Ekim 2024, Cumartesi
spot_img
Ana SayfaSağlık Bakanlığı HaberleriAcar: "Katkı payını artırmaya yönelik çalışmamız yok"

Acar: “Katkı payını artırmaya yönelik çalışmamız yok”



Acar: “Katkı payını artırmaya yönelik çalışmamız yok”

Bireyin katkı payını artırmaya yönelik herhangi bir düzenlemenin söz konusu olmadığını vurgulayan SGK Başkanı Fatih Acar, “bu ülke bizim, dolayısıyla doğru olan neyse bunu da aramızda tartışmamız gündeme getirmemiz gerekiyor.”dedi.

SosyalGüvenlikKurumu Başkanı Fatih Acar, Olay TVAnkaraTemsilcisi Mehmet Çatakçı’nın hazırlayıp sunduğu ‘SıcakGündem’ kuşağındadeğerlendirmelerdebulundu.

2008’de yüzde 45,6 olankayıtdışı istihdam oranının yüzde 37,5’e düştüğünü belirten Başkan Acar, “Yaptığımız çalışmalar meyvelerini vermeye başladı” dedi.Kayıtdışı istihdamla mücadelede önemli mesafekatettiklerini dile getiren Acar,kayıtdışı istihdamla mücadelenin kurum olarak en önem verdikleri konuların başında geldiğini vurguladı.Kayıtdışına karşı reformla birlikte 2008 yılında tarihi adımlar attıklarını anımsatan Acar, “O tarihten bu yana 1 milyon 150 bin kişiyikayıtaltına aldık. 80 bin tescilsiz işyerinikayıtlıhale getirdik. 2008’de 15 milyon 200 bin olankayıtlıçalışan sayısı bugün 18 milyon 250 bine ulaştı” dedi.

Kayıtdışı istihdam oranının 2008 yılında yüzde 45,6 iken bugün yüzde 37,5 seviyesine düştüğünü belirten Acar, “Görülüyor ki, yaptığımız çalışmalar meyvesini vermeye başladı. Hedefimiz 10 yıl sonra bu oranı gelişmiş ülkelerde olduğu gibi yüzde 15’lerin altınaindirmek. Bu yönde bir eylem planımız var” diyekonuştu.

Acar: Dünyanın İlk On BüyükEkonomisiArasına GirmeninYollarındanBirisiKayıtDışıEkonomiyiGündemdenÇıkarmaktır

Kayıtdışının bir anda bitmeyeceğini ifade eden Acar, “Bununsosyalboyutları vardır” dedi.Kayıtdışı sorununu kısa, orta ve uzun vadedeTürkiye’ningündemindençıkarmak zorunda olduklarının altını çizen Acar, “Dünyanın ilk on büyükekonomisiarasına girmeninyollarındanbiri dekayıtdışıekonomiyigündemdençıkarmaktır” diyekonuştu.

İşverenlerden doğru beyanda bulunmalarını isteyen SGK Başkanı Fatih Acar, SGK olarak önemli çalışmalar yaptıklarını kaydederek, “Biz size gelmeden lütfen siz doğru beyanda bulunun” diyekonuştu. İşverenin bir işçiye iki bin lira ödüyorsa bunu bin lira olarak beyan etmemesi gerektiğini vurgulayan Acar, “Doğru beyanda bulunun. Doğru beyan verdiğiniz sürece size ceza vermek gibi bir derdimiz yok. Bizim cezalandırmayı en sona bırakan bir denetim anlayışımız var” dedi.

Acar: Milli Servetimizi Heba Etmeyelim

İlaçkonusunasadecetasarrufedelim mantığıyla yaklaşmadıklarının altını çizen Acar, “Türkiye’de önemli sorunlardan bir tanesi de akılcı ilaç kullanımına sahip olmamasıdır. DünyaSağlıkÖrgütünün yapmış olduğu bir araştırmada kullanmış olduğumuz ilaçların yarısının uygunsuz reçetelenmekte, satılmakta ya da dağıtılmakta olduğu ifade ediliyor” diyekonuştu. Buzdolaplarının içinin kullanılmayan ilaçlarla dolu olduğunu söyleyen Acar, bunun milli servetin heba edilmesi olduğunu kaydetti.

“Kullanılan ilaçları ne kadar kullanmamız gerekiyor, dozları ne olmalı, hangi ilacı hangi zamanlarda kullanmamız gerekiyor, biz bu anlamda hem ilaç savurganlığının önüne geçebilmek, bu konudaki yaşanan israfı ortadan kaldırabilmek için, hem de vatandaşlarımızı sağlık konusunda bilinçlendirmek amacıyla bilimsel çalışma hazırlattık.

Bu çalışmayı ilk etapta 8 milyon aileye gönderebilmeyi daha sonra da tüm Türkiye’ye ulaştırabilmeyi hedefliyoruz. Buradaki amacımız sadece tasarrufu sağlamak değil, sağlık konusunda halkımızı doğru bilgilendirebilmek” dedi.

Yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda, ilaçtaki yanlış kullanımdan, israftan dolayı bunların ortadan kalktığında yaklaşık 1 milyar TL tasarruf elde edileceğini kaydeden Acar, “Bu konu gece uykularımı kaçıran olaylardan birisidir. Milli servetimizi heba etmeyelim” diye konuştu.

Acar: Emeklilerimiz Rahat Olsunlar

İntibak Yasası kapsamında yapılan çalışmalarda 2 bin 500 kişiye eksik ödeme tespit edildiğini ve bunlara yönelik ödemelerin başladığını açıklayan Acar, 3 bin 500 emekliye fazla ödeme yapıldığının ortaya çıktığını, ancak şu anda bu fazla ödemeleri geri almaya başlamadıklarını söyledi. Bunların belirli bir zaman dilimi içinde ve belirli bir oranda alınacağını dile getiren Acar çalışmalar tamamlanınca konuyu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sn. Faruk Çelik’e sunacaklarını ifade etti. Bir mağduriyet yaşanmaması için konunun Bakanlar Kurulu’nda görüşülme ihtimalinin de bulunduğu hatırlatan Acar “Emeklilerimiz rahat olsunlar” diye konuştu.

Acar: Gereksiz Hastaneye Gidişleri Önlemeliyiz

“Türkiye’de 65 yaş üstü nüfusun genel nüfusa oranı yüzde 7, Avrupa Ülkelerinde yüzde 15-20 arasında. Daha yaşlı bir nüfusa sahip olmalarına rağmen bu ülkelerde yaşayan kişilerin hastaneye gitme ortalaması 6,5. Türkiye’de ise 8. Demek ki Ülke olarak hastaneye fazla gidiyoruz. Hastaneye gitmemize rağmen şifa mı bulamıyoruz, yapılan tedavi yöntemlerinde bir sıkıntı mı var? Bunu da sorgulamamız gerekir” diye sözlerini sürdüren Başkan Acar, gereksiz hastaneye gidişlerin önlenmesi, insanların hastaneye gereksiz yere gitmemesi, ancak gerekli olduğunda insanların mutlaka hastaneye gitmesi gerektiğini söyledi.

Acar: Türkiye’nin Sağlık Konusunda Sorun Yaşamaması İçin, Kendimizi Bazı Önlemleri Almak Zorunda Hissediyoruz

“Biz tertemiz, pırıl pırıl bir kurumu, bu ülkenin sağlık konusunda önümüzdeki süreçte sorun yaşamaması bakımından, kendimizi bazı önlemleri almak zorunda hissediyoruz” diye sözlerini sürdüren Acar, “Günlük bir doktor 236 tane reçete yazmış.

Her gün yazmış, bu fiilen mümkün müdür? Özel sağlık tesislerimizden bir tanesi 2011 yılında, bütün muayenelerin % 90’nı üzerinde, acilden giriş yapılmış. Neden? Çünkü acilden katkı payı alınmıyor. 1450 takip yapan bir hastanemiz, 1250 adedinde MR ve tomografi çektirmiş. Çünkü MR ve tomografiyi biz ödüyoruz. Bir eczanemiz toplam cirolunun yüzde 72’si örneğin sadece bir tek doktor tarafın yazılan reçetelerden oluşuyor.

Yine bir sağlık merkezimizde 7 kişiye, aynı tarihte iki kez böbrek naklinin yapıldığı görülmüş Bu fiilen mümkün mü? Bu iki kez yapılmış ve bize fatura edilmiş. Biz bu ve benzeri olayları kurum olarak görmek istemiyoruz” dedi.

Acar: E-Reçete Uygulamasına Geçmemizin Nedeni, Sahte Reçetelerin Önüne Geçmek

E-reçete sistemi uygulamasına 1 Temmuz’dan itibaren geçildiğini hatırlatan Başkan Acar, “Bu uygulamaya geçmemizin nedeni, sahte reçetelerin önüne geçmek. Bir reçete, bir hekim tarafından şifre alınmadan yazılamayacak. Her hekim bir şifre alacak ve bu şifreyle e-reçetesini yazacak. Birincisi sahteciliğin önüne geçmek istiyoruz. İkincisi, reçete standarttı. Reçetedeki yazıların kolay okunması için, doktor ekrandaki reçeteye yazacağı ilacı işaretliyor ve otomatik olarak sisteme kaydediliyor. Ayrıca bazı ilaç isimleri birbirine çok benziyor. Eskiden bir eczane 26 işlem yapıyordu reçete için. Bu sistemden dolayı artık eczaneler sadece 6 işlem kaydı yapacaklar” dedi.

E-reçetenin hem doktor, hem hasta, hem de hastane açısından son derece faydalı olduğuna dikkat çeken Acar, 1 Temmuz 2012’den bu yana şifre alan doktor sayısının 79200, e-reçete yazan doktor sayısının 22588, reçete yazan tesis sayısının ise 1633 olduğunu açıkladı. Şifre alan doktor sayısının 79 binden 84 bine çıktığını vurgulayan Acar, “Biz bunu her ay, her gün takip ediyoruz, bu sayı artıyor” diye konuştu.

Acar: Hedefimiz Yılsonuna Kadar, E-reçeteyi Tam Olarak Uygulamaya Geçirmek

Hedeflerinin yılsonuna kadar, e-reçeteyi tam olarak uygulamaya geçirmek olduğunu söyleyen Acar, şifresini almayan doktorların, şifresini en kısa sürede alması gerektiğini kaydetti.

Aile hekimlerinin yüzde 84’ünün e-reçete yazdığının altını çizen Acar, “Reçetelerin yüzde 46’sının aile hekimleri tarafından yazıldığını düşünürsek, bu önemli bir orandır. Devlet Hastanelerimizin yüzde 16’sı, özel hastanelerimizin yüzde 59’u, üniversite hastanelerimizin yüzde 19’u e-reçete sistemini kullanıyor” dedi.

Acar: Avuç İçi Damar Haritası Okunamayan Kişilerin, Damar İzi Okutma Gibi Zorunluluğu Yok

Avuç içi damar uygulamalarıyla kaçakları tamamen ortadan kaldırmayı hedeflediklerini söyleyen Acar, 1 Temmuz’da pilot uygulamanın Konya’da başladığını, 2021 yılı sonuna kadar tüm illerde uygulanmaya başlayacağını söyledi. SGK Başkanı Fatih Acar, 0-12 yaş arası çocuklar, her iki eli olmayan kişiler, acil hastalar gibi tıbbi nedenlerden dolayı avuç içi damar haritası okunamayan kişilerin damar izi okutma gibi bir zorunluluğunun olmadığının altını çizerek, “Bu hastalarımız eskiden olduğu gibi avuç içi damar izi alınmadan muayene olabilecekler” diye konuştu.

Acar: Milli Servetimizi Heba Etmeyelim

İlaç konusuna sadece tasarruf edelim mantığıyla yaklaşmadıklarını ifade eden Acar, “Türkiye’de önemli sorunlardan bir tanesi de akılcı ilaç kullanımına sahip olunmamasıdır. Dünya Sağlık Örgütünün yapmış olduğu bir araştırmada kullanmış olduğumuz ilaçların yarısının uygunsuz reçetelenmekte, satılmakta ya da dağıtılmakta olduğu ifade ediliyor” diye konuştu. Buzdolaplarının içinin kullanılmayan ilaçlarla dolu olduğunu söyleyen Acar, bunun milli servetin heba edilmesi olduğunu kaydetti.

“Kullanılan ilaçları ne kadar kullanmamız gerekiyor, dozları ne olmalı, hangi ilacı hangi zamanlarda kullanmamız gerekiyor, biz bu anlamda hem ilaç savurganlığının önüne geçebilmek, bu konudaki yaşanan israfı ortadan kaldırabilmek için, hem de vatandaşlarımızı sağlık konusunda bilinçlendirmek amacıyla bilimsel çalışma hazırlattık.

Bu çalışmayı ilk etapta 8 milyon aileye göndermeyi daha sonra da tüm Türkiye’ye ulaştırmayı hedefliyoruz. Buradaki amacımız sadece tasarrufu sağlamak değil, sağlık konusunda halkımızı doğru bilgilendirebilmek” dedi.

Yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda, ilaçtaki yanlış kullanımdan, israftan dolayı bunların ortadan kalktığında yaklaşık 1 milyar TL tasarruf elde edileceğini kaydeden Acar, “Bu konu gece uykularımı kaçıran olaylardan birisidir. Milli servetimizi heba etmeyelim” diye konuştu.

Programda Genel Sağlık Sigortası konusuna da değinen Başkan Acar, “Türkiye’de kişilerin hastaneye gitme sayısı yılda 8. 2004 yılında bu ikiydi. Sağlığa erişimin kolaylaşması, sağlık konusunda getirilen geniş açılımlar, GSS uygulamasına geçilmesi bunlar önemli ölçüde işi kolaylaştırdı” dedi.

Acar: Sürdürülebilir Bir Sağlık Sisteminin Temellerini Atacaksanız, Dünyadaki Uygulamalardan Kendinizi Soyutlayamazsınız

Dünya ülkeleriyle kıyaslandığında Türkiye’de bireylerin sağlığa katkı payının düşük olduğuna dikkat çeken Başkan Acar, sağlık harcamasının hanenin tüm harcamaları içerisinde payının OECD Ülkeleri ortalamasının yüzde 3.2, İsviçre’de 6.4, Yunanistan’da 5.4, Türkiye’de ise 1.5 olduğuna dikkat çeken Acar, “Yani Türkiye’de sağlık harcamalarının devletin üstlenmesi gereken bir sistem halinde işliyor. Bu bir açıdan bakıldığı zaman olumlu ve güzel bir gelişmedir. Bir noktadan sonra sağlığın sürdürülebilirliğini de tartışmamız gereken bir konudur. Yani siz sürdürülebilir bir sağlık sisteminin temellerini atacaksanız, dünyadaki uygulamalardan kendinizi soyutlayamazsınız” dedi.

Özel ve tamamlayıcı sağlık sigortacılığı sistemine de değinen Acar, Türkiye’de özel sağlık sigorta oranının yüzde 2.5 olduğunu, ancak Almanya’da yüzde 30, Hollanda’da yüzde 80, Avusturalya’da yüzde 35, Fransa’da yüzde 90’lara yükseldiğini ifade ederek, gerek birey katkı payıyla ilgili düzenlemeleri, gerekse özel sağlık sigortacılığı, tamamlayıcı sağlık sigortacılığı ile ilgili düzenlemeleri bir kez daha masaya yatırmaları gerektiğine inandığını söyledi.

Acar: Bireyin Katkı Payını Biraz Daha Artırmaya Yönelik Herhangi Bir Düzenlememiz Söz Konusu Değil

Bireyin katkı payını artırmaya yönelik herhangi bir düzenlemenin söz konusu olmadığını vurgulayan SGK Başkanı Fatih Acar, “bu ülke bizim, dolayısıyla doğru olan neyse bunu da aramızda tartışmamız gündeme getirmemiz gerekiyor. Çünkü bugün almanız gereken kararları, tedbirleri almadığınız zaman yarın çok daha ağır tedbirler almak zorunda kalabilirsiniz. Onun için bugünden bilimsel bir çalışmayı yapmak, uygulamak ve yetkili otoriteye sunmak mükellefiyetimiz var. Ülkemizin daha iyi noktalara gelmesi, Kurumumuzun daha iyi noktalara gelmesi için zaman zaman bu çalışmaları yapıyoruz. Sağlam temellere oturtma amacıyla yaptığımız çalışmalardır bunlar” dedi.

Acar: Tüp Bebek Ödemesini Kaldırmak İçin Bir Çalışmamız Yok

Tüp bebek tedavisinin giderlerinin SGK kapsamı dışına çıkartılmasının söz konusu olmadığını dile getiren Başkan Acar, “tüp bebek konusunda normal yollarla çocuk sahibi olamayan ailelerimize yardımcı olmamız gerekiyor. SGK olarak iki denemeye kadar bunu ödüyoruz. Ödediğimiz tutar bin 240 tl civarında. Bunun 370 lirasını vatandaşımız kendisi ödüyor, kalan kısmını biz ödüyoruz. Her bir deneme için bunu ödüyoruz. Avrupa’nın bazı ülkelerinde İsviçre, İtalya gibi ülkelerde tüp bebeğin uygulamalarına devlet para ödemez. Ama biz ödüyoruz. Bunu kaldırmak gibi bir niyetimizde söz konusu değil” diye konuştu.

RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Most Popular